Aydın’da ’dul kadın’ sayısı her geçen gün artıyor: 2022 yılı sonu itibarıyla sayı 50 bine yaklaştı
Geçtiğimiz Aralık ayı sonu verilerine göre, Türkiye genelinde yaklaşık 3 milyon kadının eşi vefat ederken, evli çiftlerde erkeklerin ölme oranının kadınlara göre yaklaşık 6 kat fazla olması çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi. Kimine göre erkeklerin daha önce vefat etmesi ’kadın dırdırı ve hayatın yükü’ olarak yorumlanırken, özellikle kadınlara göre ise erkeklerin hanımından önce vefat etmesinin erkeklerin yaşça evlendiği kadından büyük olmasından kaynaklandığı ileri sürüldü. Dul kadın sayısının dul erkek sayısından en fazla olduğu illerin başında gelen Aydın’da ise 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla, dul kadın sayısının 50 bin civarına yaklaştığı belirlendi.
Aydın’ın toplam nüfusunun 569 bin 291’ini erkekler, 578 bin 950’sini ise kadınlar oluştururken, Aydın nüfusunun yüzde 5,16’sını eşi vefat ettiği için dul kadınların, buna rağmen yüzde 1 oranına bile denk gelmeyecek şekilde yüzde 0,82’sini de eşi hayatını kaybetmiş dul erkeklerden oluştuğu belirlendi.
TÜİK medeni hallere göre nüfus tablosuna bakıldığında, Aydın’da 9 bin 510 erkek ile 59 bin 322 kadının eşi hayatını kaybederken, aradaki farkın yüksek olması ise çeşitli yorumlara sebep oldu. Kadınların erkeklere göre daha uzun yaşadığını ifade eden birçok vatandaş ise aradaki farkın en büyük sebebinin erkeklerin kadınlara göre tekrar evlenme oranının yüksek olması olabileceğini belirtti.
“222 bin kişi hiç evlenmedi”
TÜİK verilerine göre Aydın’da 2021 yılında 58 bin 458 kadın eşini kaybederken, 2022 yılında bu rakam 59 bin 322’ye yükseldi. Erkeklerde ise 2021 yılında 9 bin 323 erkek eşini kaybederken 2022 yılında 9 bin 510 erkek eşini kaybetti. 2022 yılı verilerine göre ayrıca Aydın nüfusunun 294 bin 9’u erkek, 293 bin 99’u kadın olmak üzere toplam 587 bin 108’i evliyken, 130 bin 600’ü erkek, 92 bin 337’si kadın olmak üzere toplam 222 bin 937’si ise hiç evlenmedi. 27 bin 235’i erkek 31 bin 957’si kadın olmak üzere ise toplam 59 bin 192’si de boşandı.
“Kadınlar tekrar evlenmeyi tercih etmiyor”
Genellikle erkeklerin yeniden evlendiği için aradaki farkın yüksek gözükmesine sebep olduğunu ifade eden vatandaşlardan Semra Demir, “Bu aranın açık olmasının en büyük nedeni bana göre eşler öldükten sonra kadınlar tekrar evlenmeyi tercih etmiyor ama eşi ölen erkekler kaç yaşında olursa olsun tekrar evlenmeyi tercih ettiği için dul sayılmıyor. Kadın tercih etmiyor. Onun için dul kadın sayısı yüksekmiş gibi görünüyor. Yani yüksek görünmesi normal. Ataerkil toplumda yaşadığımız için bizim yaşadığımız coğrafyada kadın ile erkeğin arasında en az 10 yaş fark oluyor. Yani kadın dırdırından ölüyor deniyor ya bazen. Aslında dırdırdan değil de yaşı geldiği için. Kadın 60 yaşına geldiğinde erkek 70 yaşında oluyor. Bence kaza gibi durumlar haricinde doğal ölümlerde kadın dırdırı bana göre hurafe. Dırdır eden çok erkekler de var” dedi.
Bulundukları bölgede de eşi vefat eden kadın yoğunluğunun fazla olduğunu belirten Refik Demir ise “Bizim bulunduğumuz köy, ufak bir yer ama orada bir vefat olduğunda sürekli erkekler öldüğünü görüyoruz. Bir ara hatta bölge halkı arasında da konuşulmuştu ‘hep erkekler ölüyor’ diye. Bizim ufak yerde bile bu durum öyleydi ama bunu genele yaymak ne derece doğru olur bilemem” şeklinde konuştu.
“Kadınlar evin ışığıdır”
Kadınların evin ışığı olduğunu ve vefat edince o ışığın söndüğünü belirten Gülseren Can, “Kadınlar yedi canlı, diri ama erkekler daha dirayetsiz oluyor. Hemen ölüyorlar. Kadınlar dul kalıyor. Devlet de bu kadınlara eşlerinin maaşlarını bağladıkları için uzun ömürlü oluyorlar. Bayanlar kendilerini fazla yıpratmıyor ama ayak üzerinde duran çok çalışan da var. Bir evde kadın, o evin ışığıdır. Evin ışığı söndüğü zaman o evin her şeyi biter, direği yıkılır. Erkek dul kaldığı zaman o eve selam verip giren olmaz ama kadın dul kaldığı zaman gelen giden olur. Allah kimsenin yuvasını dağıtmasın. Ben yeni kalp ameliyatı geçirdim, şimdi eşim çok korkuyor. Bazı zaman ağlıyor. Sen evin ışığısın, sen gidersen ben ne olacağım diyor. Onun için dul kalan erkekler genelde hemen evleniyor ama kadınlar evlenmiyor” dedi.
“Erkeklerde kötü alışkanlıklar ve stres daha fazla”
Erkeklerin kadınlara göre yaşam süresini düşüren birçok etkenin daha yaygın olduğunu belirten Hüsnü Okçu ise, “Kadınların yaşam süresinin erkeklerden biraz daha uzun olduğu bilinen bir şey. Artı erkeklerde yaşam süresini kısaltan sigara alkol gibi bazı kötü alışkanlıklar daha yaygın. Stres, gerilim gibi durumları kadınlar davranışlarıyla belki biraz daha kolay atabilirler. Bizim toplumumuz, ataerkil bir toplum. Erkeğin ailenin geçimini sağlamadaki sorumluluğu daha fazla. Bu durum erkeğin fazladan stres geçirmesine sebep olabilir ama tabi bunların bilimsel olarak araştırılması lazım” dedi.
“Erkekler tek başlarına hayatını idame ettiremez”
Erkeklerin tek başlarına yaşamalarının daha zor olduğunu ve tekrar evlendiklerini ifade eden Hikmet Yücesoy da, “Tabi ki bir gün hepimiz yaşlanıp öleceğiz ama eşi vefat edince kadınlar kendilerini daha iyi idame ettirebilirler, erkekler ise zor. O yüzden erkekler tekrar evlenebiliyor. Ben belki bir yumurta pişirmeyi dahi yapamam eşim olmadan. Yani kadınla erkeğin konumu farklıdır ama insan olarak benim gözümde ikisi de eşit. Biri olmadan diğeri yaşayamaz. Tabiatın kanunu bu” dedi.
Kadınların eşlerinden kalan maaşlar ile rahat bir şekilde yaşayabildiklerini ifade eden Hamit Yıldırım ise “Erkeklere göre artık bekar hanım evlenip ne yapsın, eşinden gelen maaşı alıyor. Rahatları yerinde oluyor ve onun için evlenmiyorlar” dedi.
Kendisinin vefat etmesinin ardından eşinin tekrar evlenmeyeceğini belirten Ali Savaş da “Şimdi ben emekliyim. Yarın ben öldüğümde benim hanım başka bir kocaya gitmez. Çünkü benim maaşımı alacak zaten. Niye kocaya varsın” dedi.