Depremzede hastaya, nakille ikinci hayat
Sağlık
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
17.03.2023 - 12:11, Güncelleme:
17.03.2023 - 11:10 4955+ kez okundu.
Depremzede hastaya, nakille ikinci hayat
Depremzede hastaya, nakille ikinci hayat
11 ili vuran depremde Gaziantep’te ağır hasar gören apartmandan sağ çıkan, gönüllü donörlerinden biri enkaz altından kurtarılan karaciğer yetmezliği hastası Ekrem Demirel (49) İzmir’de nakil olup ikinci hayatına başladı. Kent Hastanesi’nde depremzede baldızı Gülşah Arıkan’dan (46) karaciğer dokusu nakledilen Demirel, ameliyat öncesinde ‘üstesinden geleceksin” diye moral veren çok sayıda dostunu, arkadaşını depremde kaybettiğini belirterek, “Kayıplarımız çok, acımız büyük. Daha yiyecek ekmeğim varmış. İnşallah bundan sonra güzel günlere kavuşuruz. Ben iyiyim, daha da iyi olacağıma inanıyorum” dedi.Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Şanlıurfa ve Adıyaman’da yaşanan sel felaketi yıkım ve can kayıplarını artırıp acıları büyütürken, bu kara tabloların içinde ortaya çıkan kimi hayat hikayeleri ise tebessüm ettiriyor, umutları yeşertiyor. İşte böyle bir hikaye İzmir’de yaşandı. Gaziantep’te TÜİK Bölge Müdürlüğü’nde İstatistik Grup Müdürü olarak çalışan Ekrem Demirel, yaklaşık 5 ay önce karaciğer yetmezliği tanısı aldı, ardından nakil kararı verildi. Ancak Demirel’in Malatya Turgut Özal Tıp Merkezi’nden karaciğer nakli için “gelin” diyecekleri telefonu bekledikleri gün Türkiye deprem felaketiyle sarsıldı. Binlerce kişinin yaşamını yitirdiği depremde Demirel Gaziantep’te eşi Şehnaz (48) ve kızı Elif Berra (15) ile 9. katında oturduğu ağır hasar gören bir apartmandan sağ kurtuldu. Rahatsızlığının böbrek yetmezliğine de yol açtığı Demirel, haftanın üç günü girdiği diyalizi yaşanan büyük felakette günlerce yaptıramadı, nakil için beklediği telefon da gelmedi. Artçı sarsıntılar yüzünden hasarlı evlerine giremeyen aile tüm depremzedelerle benzer sorunları yaşayıp kayıplarının yasını tutarken, Demirel kendisine gönüllü donör de olan kuzeni Oktay Demirel’in (37), eşi ve kızıyla enkaz altında olduğu haberini aldı. Kuzeni ve ailesinin kurtarılması bir nebze olsun acılarını hafifletirken, Ekrem Demirel eşi, kızı ve diğer gönüllü vericisi olan baldızı Gülşah Arıkan ile birlikte 10 Şubat’ta İzmir’e geldi. Demirel ve beraberindekiler önce Torbalı’da bir aileye misafir oldu, birkaç gün sonra da İzmir’de karayolları misafirhanesine nakledildi. 18 Şubat’ta nakil için İzmir Kent Hastanesi’ne yatırılan Demirel’e 7 Mart’ta baldızı Arıkan’dan alınan karaciğer dokusu nakledildi. Hastanın böbrek yetmezliği yönünden takibini Nefrolojii uzmanı Doç. Dr. Ebu Sevinç Ok üstlenirken, İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü kurucu başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç da Doç. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Kamil Kılıç, Opr. Opr. Dr. Rasim Farajov, Opr. Dr. Zaza Iakobadze, Doç. Dr. Mert Akan, Uzm. Dr Alihan Pirim ve Uzm. Dr. Özgür Bolat’tan oluşan ekip tarafından gerçekleştirilen nakil sonrası şunları söyledi:“Alıcının da vericinin de durumları iyi”“Ekrem Bey karaciğer yetmezliği nedeniyle karaciğer nakline hazırlanmış bir hastaydı. Ama deprem nedeniyle nakil sekteye uğrayınca İzmir’e gelmişler. Durumu oldukça ağırdı, hem karaciğer hem böbrek yetmezliğiyle savaşan bir hastaydı. Ameliyata hazır hale gelince 8 Mart’ta nakil gerçekleşti. Alıcı da verici de iyi durumda. Yakın zamanda taburcu etmeyi planlıyoruz. Böbrek yetmezliğinin karaciğer yetmezliğine bağlı geliştiğini düşünüyoruz. Biraz daha bekleyeceğiz. Böbrekler açılır normale dönerse bir sorun olmayacak, kronikleşirse ileride böbrek nakli gerekebilir. Hastamız Nefroloji uzmanımız Doç. Dr. Ok tarafından takip ediliyor. Bu takip sonrasında nakil gerekip gerekmediğine karar verilecek.”“Bana nakil için moral veren çok sayıda arkadaşımı depremde kaybettim”Malatya’da Turgut Özal Tıp Merkezi’nde karaciğer nakli olacağı günü beklerken bölgede yaşanan deprem felaketiyle milyonlarca insan gibi tüm hayatı altüst olan, çok sayıda dostunu, akrabasını kaybeden Ekrem Demirel, 6 Şubat’tan bu yana yaşadıklarını şöyle özetledi: “Yaklaşık 5 ay önce şişkinlik, ödem şikayetlerim başladı. Bypass olan bir yakınımda da aynı şikayetler olmuştu, ben de aynı şüpheyle doktora gittim. Karaciğer yetmezliği tanısı koyuldu, nakil kararı alındı. Bu süreçte böbrek yetmezliği de başladı ve haftanın üç günü diyalize girerek yaşamımı sürdürdüm. Nakil kararı alınınca hem kuzenim hem baldızım gönüllü oldu. İkisinin tetkikleri yapıldı ve uygun oldukları belirlendi. Hastaneden nakil için arayacaklarını söylediler. Depremin yaşandığı gün bu telefonu bekliyorduk, valizimiz bile hazırdı. Ama olan oldu ve hepimiz kıyameti yaşadık. O yaşananları anlatmaya kelimeler yetmez. Ben ödemden davul gibi olmuş bacaklarla 9 katı nasıl indiğimizi bilmiyorum. Apartman ağır hasarlı, girilmemesini söylediler. Islahiye’ye gittik, ama artçılar o kadar sık oluyordu ki orada da kalamadık. Malatya’daki hastaneye telefonla ulaşamadık, birkaç gün diyalize giremedim. Kayıplarımız çoktu. Nakil öncesinde iş arkadaşlarım, dostlar, akrabalar ‘bu işin üstesinden geleceksin. Hele bir nakil ol, ondan sonra şuraya gideceğiz, bunu yapacağız” diye, hayaller, planlarla bana moral vermişti. Bana bunları söyleyen arkadaşlarımı depremde kaybettim. Yani bu hayatta yiyecek ekmeği olan insanlar hasta da olsa ölmüyor. Bana gönüllü donör olan kuzenim enkaz altında kaldı, çok şükür kurtarıldı. Bekar olan baldızım daha genç ve yeni bebeği olan Oktay’ın yerine kendisinin daha uygun olduğunu söyledi. Bizim için de doğrusu buydu. İzmir’e Kent Hastanesi’ne geldik. Durumum ağırdı, epey tedavi gördüm, ardından da nakil gerçekleşti. Ameliyatın kendisi zor, yoğun acı vardı. Yavaş yavaş daha iyiye gidiyorum. Çok şükür. Taburcu olup bir an önce güzel günlere kavuşmayı, işime dönmeyi istiyorum. Ondan sonra 2. bahar mı, 3. bahar mı olur bilmiyorum. Depremin yaraları elbet sarılır da kayıplarımızın acılarını mümkün değil” dedi.“Görevimi yaptım”Öte yandan eniştesine gönüllü verici olup ameliyat masasına yatan Gülşah Arıkan nakil sonrası sağlık durumunun çok iyi olduğunu söyledi. Depreme Gaziantep’in İslahiye İlçesi’nde oturduğu iki katlı evin ikinci katında yakalandığını belirten Arıkan evin hasarlı olup içine girilmediğini kaydetti. Asrın felaketinde çok sayıda akrabasını, dostunu kaybettiğini belirterek, “Acımız çok büyük ve bu acı hiç unutulmayacak, küllenmeyecek. Ama bu felaketin içinde bile hayat devam ediyor. Deprem olmasaydı Malatya’da nakil gerçekleşecekti, olmadı. Diğer verici Oktay benden genç, yeni baba olmuştu. Doğrusu benim ameliyat masasına yatmamdı. Öyle de oldu. Seve seve gönüllü oldum, görevimi yaptım” diye konuştu.
Depremzede hastaya, nakille ikinci hayat
11 ili vuran depremde Gaziantep’te ağır hasar gören apartmandan sağ çıkan, gönüllü donörlerinden biri enkaz altından kurtarılan karaciğer yetmezliği hastası Ekrem Demirel (49) İzmir’de nakil olup ikinci hayatına başladı. Kent Hastanesi’nde depremzede baldızı Gülşah Arıkan’dan (46) karaciğer dokusu nakledilen Demirel, ameliyat öncesinde ‘üstesinden geleceksin” diye moral veren çok sayıda dostunu, arkadaşını depremde kaybettiğini belirterek, “Kayıplarımız çok, acımız büyük. Daha yiyecek ekmeğim varmış. İnşallah bundan sonra güzel günlere kavuşuruz. Ben iyiyim, daha da iyi olacağıma inanıyorum” dedi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Şanlıurfa ve Adıyaman’da yaşanan sel felaketi yıkım ve can kayıplarını artırıp acıları büyütürken, bu kara tabloların içinde ortaya çıkan kimi hayat hikayeleri ise tebessüm ettiriyor, umutları yeşertiyor. İşte böyle bir hikaye İzmir’de yaşandı. Gaziantep’te TÜİK Bölge Müdürlüğü’nde İstatistik Grup Müdürü olarak çalışan Ekrem Demirel, yaklaşık 5 ay önce karaciğer yetmezliği tanısı aldı, ardından nakil kararı verildi. Ancak Demirel’in Malatya Turgut Özal Tıp Merkezi’nden karaciğer nakli için “gelin” diyecekleri telefonu bekledikleri gün Türkiye deprem felaketiyle sarsıldı. Binlerce kişinin yaşamını yitirdiği depremde Demirel Gaziantep’te eşi Şehnaz (48) ve kızı Elif Berra (15) ile 9. katında oturduğu ağır hasar gören bir apartmandan sağ kurtuldu. Rahatsızlığının böbrek yetmezliğine de yol açtığı Demirel, haftanın üç günü girdiği diyalizi yaşanan büyük felakette günlerce yaptıramadı, nakil için beklediği telefon da gelmedi. Artçı sarsıntılar yüzünden hasarlı evlerine giremeyen aile tüm depremzedelerle benzer sorunları yaşayıp kayıplarının yasını tutarken, Demirel kendisine gönüllü donör de olan kuzeni Oktay Demirel’in (37), eşi ve kızıyla enkaz altında olduğu haberini aldı. Kuzeni ve ailesinin kurtarılması bir nebze olsun acılarını hafifletirken, Ekrem Demirel eşi, kızı ve diğer gönüllü vericisi olan baldızı Gülşah Arıkan ile birlikte 10 Şubat’ta İzmir’e geldi. Demirel ve beraberindekiler önce Torbalı’da bir aileye misafir oldu, birkaç gün sonra da İzmir’de karayolları misafirhanesine nakledildi. 18 Şubat’ta nakil için İzmir Kent Hastanesi’ne yatırılan Demirel’e 7 Mart’ta baldızı Arıkan’dan alınan karaciğer dokusu nakledildi. Hastanın böbrek yetmezliği yönünden takibini Nefrolojii uzmanı Doç. Dr. Ebu Sevinç Ok üstlenirken, İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü kurucu başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç da Doç. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Kamil Kılıç, Opr. Opr. Dr. Rasim Farajov, Opr. Dr. Zaza Iakobadze, Doç. Dr. Mert Akan, Uzm. Dr Alihan Pirim ve Uzm. Dr. Özgür Bolat’tan oluşan ekip tarafından gerçekleştirilen nakil sonrası şunları söyledi:
“Alıcının da vericinin de durumları iyi”
“Ekrem Bey karaciğer yetmezliği nedeniyle karaciğer nakline hazırlanmış bir hastaydı. Ama deprem nedeniyle nakil sekteye uğrayınca İzmir’e gelmişler. Durumu oldukça ağırdı, hem karaciğer hem böbrek yetmezliğiyle savaşan bir hastaydı. Ameliyata hazır hale gelince 8 Mart’ta nakil gerçekleşti. Alıcı da verici de iyi durumda. Yakın zamanda taburcu etmeyi planlıyoruz. Böbrek yetmezliğinin karaciğer yetmezliğine bağlı geliştiğini düşünüyoruz. Biraz daha bekleyeceğiz. Böbrekler açılır normale dönerse bir sorun olmayacak, kronikleşirse ileride böbrek nakli gerekebilir. Hastamız Nefroloji uzmanımız Doç. Dr. Ok tarafından takip ediliyor. Bu takip sonrasında nakil gerekip gerekmediğine karar verilecek.”
“Bana nakil için moral veren çok sayıda arkadaşımı depremde kaybettim”
Malatya’da Turgut Özal Tıp Merkezi’nde karaciğer nakli olacağı günü beklerken bölgede yaşanan deprem felaketiyle milyonlarca insan gibi tüm hayatı altüst olan, çok sayıda dostunu, akrabasını kaybeden Ekrem Demirel, 6 Şubat’tan bu yana yaşadıklarını şöyle özetledi: “Yaklaşık 5 ay önce şişkinlik, ödem şikayetlerim başladı. Bypass olan bir yakınımda da aynı şikayetler olmuştu, ben de aynı şüpheyle doktora gittim. Karaciğer yetmezliği tanısı koyuldu, nakil kararı alındı. Bu süreçte böbrek yetmezliği de başladı ve haftanın üç günü diyalize girerek yaşamımı sürdürdüm. Nakil kararı alınınca hem kuzenim hem baldızım gönüllü oldu. İkisinin tetkikleri yapıldı ve uygun oldukları belirlendi. Hastaneden nakil için arayacaklarını söylediler. Depremin yaşandığı gün bu telefonu bekliyorduk, valizimiz bile hazırdı. Ama olan oldu ve hepimiz kıyameti yaşadık. O yaşananları anlatmaya kelimeler yetmez. Ben ödemden davul gibi olmuş bacaklarla 9 katı nasıl indiğimizi bilmiyorum. Apartman ağır hasarlı, girilmemesini söylediler. Islahiye’ye gittik, ama artçılar o kadar sık oluyordu ki orada da kalamadık. Malatya’daki hastaneye telefonla ulaşamadık, birkaç gün diyalize giremedim. Kayıplarımız çoktu. Nakil öncesinde iş arkadaşlarım, dostlar, akrabalar ‘bu işin üstesinden geleceksin. Hele bir nakil ol, ondan sonra şuraya gideceğiz, bunu yapacağız” diye, hayaller, planlarla bana moral vermişti. Bana bunları söyleyen arkadaşlarımı depremde kaybettim. Yani bu hayatta yiyecek ekmeği olan insanlar hasta da olsa ölmüyor. Bana gönüllü donör olan kuzenim enkaz altında kaldı, çok şükür kurtarıldı. Bekar olan baldızım daha genç ve yeni bebeği olan Oktay’ın yerine kendisinin daha uygun olduğunu söyledi. Bizim için de doğrusu buydu. İzmir’e Kent Hastanesi’ne geldik. Durumum ağırdı, epey tedavi gördüm, ardından da nakil gerçekleşti. Ameliyatın kendisi zor, yoğun acı vardı. Yavaş yavaş daha iyiye gidiyorum. Çok şükür. Taburcu olup bir an önce güzel günlere kavuşmayı, işime dönmeyi istiyorum. Ondan sonra 2. bahar mı, 3. bahar mı olur bilmiyorum. Depremin yaraları elbet sarılır da kayıplarımızın acılarını mümkün değil” dedi.
“Görevimi yaptım”
Öte yandan eniştesine gönüllü verici olup ameliyat masasına yatan Gülşah Arıkan nakil sonrası sağlık durumunun çok iyi olduğunu söyledi. Depreme Gaziantep’in İslahiye İlçesi’nde oturduğu iki katlı evin ikinci katında yakalandığını belirten Arıkan evin hasarlı olup içine girilmediğini kaydetti. Asrın felaketinde çok sayıda akrabasını, dostunu kaybettiğini belirterek, “Acımız çok büyük ve bu acı hiç unutulmayacak, küllenmeyecek. Ama bu felaketin içinde bile hayat devam ediyor. Deprem olmasaydı Malatya’da nakil gerçekleşecekti, olmadı. Diğer verici Oktay benden genç, yeni baba olmuştu. Doğrusu benim ameliyat masasına yatmamdı. Öyle de oldu. Seve seve gönüllü oldum, görevimi yaptım” diye konuştu.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Şanlıurfa ve Adıyaman’da yaşanan sel felaketi yıkım ve can kayıplarını artırıp acıları büyütürken, bu kara tabloların içinde ortaya çıkan kimi hayat hikayeleri ise tebessüm ettiriyor, umutları yeşertiyor. İşte böyle bir hikaye İzmir’de yaşandı. Gaziantep’te TÜİK Bölge Müdürlüğü’nde İstatistik Grup Müdürü olarak çalışan Ekrem Demirel, yaklaşık 5 ay önce karaciğer yetmezliği tanısı aldı, ardından nakil kararı verildi. Ancak Demirel’in Malatya Turgut Özal Tıp Merkezi’nden karaciğer nakli için “gelin” diyecekleri telefonu bekledikleri gün Türkiye deprem felaketiyle sarsıldı. Binlerce kişinin yaşamını yitirdiği depremde Demirel Gaziantep’te eşi Şehnaz (48) ve kızı Elif Berra (15) ile 9. katında oturduğu ağır hasar gören bir apartmandan sağ kurtuldu. Rahatsızlığının böbrek yetmezliğine de yol açtığı Demirel, haftanın üç günü girdiği diyalizi yaşanan büyük felakette günlerce yaptıramadı, nakil için beklediği telefon da gelmedi. Artçı sarsıntılar yüzünden hasarlı evlerine giremeyen aile tüm depremzedelerle benzer sorunları yaşayıp kayıplarının yasını tutarken, Demirel kendisine gönüllü donör de olan kuzeni Oktay Demirel’in (37), eşi ve kızıyla enkaz altında olduğu haberini aldı. Kuzeni ve ailesinin kurtarılması bir nebze olsun acılarını hafifletirken, Ekrem Demirel eşi, kızı ve diğer gönüllü vericisi olan baldızı Gülşah Arıkan ile birlikte 10 Şubat’ta İzmir’e geldi. Demirel ve beraberindekiler önce Torbalı’da bir aileye misafir oldu, birkaç gün sonra da İzmir’de karayolları misafirhanesine nakledildi. 18 Şubat’ta nakil için İzmir Kent Hastanesi’ne yatırılan Demirel’e 7 Mart’ta baldızı Arıkan’dan alınan karaciğer dokusu nakledildi. Hastanın böbrek yetmezliği yönünden takibini Nefrolojii uzmanı Doç. Dr. Ebu Sevinç Ok üstlenirken, İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü kurucu başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç da Doç. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Kamil Kılıç, Opr. Opr. Dr. Rasim Farajov, Opr. Dr. Zaza Iakobadze, Doç. Dr. Mert Akan, Uzm. Dr Alihan Pirim ve Uzm. Dr. Özgür Bolat’tan oluşan ekip tarafından gerçekleştirilen nakil sonrası şunları söyledi:
“Alıcının da vericinin de durumları iyi”
“Ekrem Bey karaciğer yetmezliği nedeniyle karaciğer nakline hazırlanmış bir hastaydı. Ama deprem nedeniyle nakil sekteye uğrayınca İzmir’e gelmişler. Durumu oldukça ağırdı, hem karaciğer hem böbrek yetmezliğiyle savaşan bir hastaydı. Ameliyata hazır hale gelince 8 Mart’ta nakil gerçekleşti. Alıcı da verici de iyi durumda. Yakın zamanda taburcu etmeyi planlıyoruz. Böbrek yetmezliğinin karaciğer yetmezliğine bağlı geliştiğini düşünüyoruz. Biraz daha bekleyeceğiz. Böbrekler açılır normale dönerse bir sorun olmayacak, kronikleşirse ileride böbrek nakli gerekebilir. Hastamız Nefroloji uzmanımız Doç. Dr. Ok tarafından takip ediliyor. Bu takip sonrasında nakil gerekip gerekmediğine karar verilecek.”
“Bana nakil için moral veren çok sayıda arkadaşımı depremde kaybettim”
Malatya’da Turgut Özal Tıp Merkezi’nde karaciğer nakli olacağı günü beklerken bölgede yaşanan deprem felaketiyle milyonlarca insan gibi tüm hayatı altüst olan, çok sayıda dostunu, akrabasını kaybeden Ekrem Demirel, 6 Şubat’tan bu yana yaşadıklarını şöyle özetledi: “Yaklaşık 5 ay önce şişkinlik, ödem şikayetlerim başladı. Bypass olan bir yakınımda da aynı şikayetler olmuştu, ben de aynı şüpheyle doktora gittim. Karaciğer yetmezliği tanısı koyuldu, nakil kararı alındı. Bu süreçte böbrek yetmezliği de başladı ve haftanın üç günü diyalize girerek yaşamımı sürdürdüm. Nakil kararı alınınca hem kuzenim hem baldızım gönüllü oldu. İkisinin tetkikleri yapıldı ve uygun oldukları belirlendi. Hastaneden nakil için arayacaklarını söylediler. Depremin yaşandığı gün bu telefonu bekliyorduk, valizimiz bile hazırdı. Ama olan oldu ve hepimiz kıyameti yaşadık. O yaşananları anlatmaya kelimeler yetmez. Ben ödemden davul gibi olmuş bacaklarla 9 katı nasıl indiğimizi bilmiyorum. Apartman ağır hasarlı, girilmemesini söylediler. Islahiye’ye gittik, ama artçılar o kadar sık oluyordu ki orada da kalamadık. Malatya’daki hastaneye telefonla ulaşamadık, birkaç gün diyalize giremedim. Kayıplarımız çoktu. Nakil öncesinde iş arkadaşlarım, dostlar, akrabalar ‘bu işin üstesinden geleceksin. Hele bir nakil ol, ondan sonra şuraya gideceğiz, bunu yapacağız” diye, hayaller, planlarla bana moral vermişti. Bana bunları söyleyen arkadaşlarımı depremde kaybettim. Yani bu hayatta yiyecek ekmeği olan insanlar hasta da olsa ölmüyor. Bana gönüllü donör olan kuzenim enkaz altında kaldı, çok şükür kurtarıldı. Bekar olan baldızım daha genç ve yeni bebeği olan Oktay’ın yerine kendisinin daha uygun olduğunu söyledi. Bizim için de doğrusu buydu. İzmir’e Kent Hastanesi’ne geldik. Durumum ağırdı, epey tedavi gördüm, ardından da nakil gerçekleşti. Ameliyatın kendisi zor, yoğun acı vardı. Yavaş yavaş daha iyiye gidiyorum. Çok şükür. Taburcu olup bir an önce güzel günlere kavuşmayı, işime dönmeyi istiyorum. Ondan sonra 2. bahar mı, 3. bahar mı olur bilmiyorum. Depremin yaraları elbet sarılır da kayıplarımızın acılarını mümkün değil” dedi.
“Görevimi yaptım”
Öte yandan eniştesine gönüllü verici olup ameliyat masasına yatan Gülşah Arıkan nakil sonrası sağlık durumunun çok iyi olduğunu söyledi. Depreme Gaziantep’in İslahiye İlçesi’nde oturduğu iki katlı evin ikinci katında yakalandığını belirten Arıkan evin hasarlı olup içine girilmediğini kaydetti. Asrın felaketinde çok sayıda akrabasını, dostunu kaybettiğini belirterek, “Acımız çok büyük ve bu acı hiç unutulmayacak, küllenmeyecek. Ama bu felaketin içinde bile hayat devam ediyor. Deprem olmasaydı Malatya’da nakil gerçekleşecekti, olmadı. Diğer verici Oktay benden genç, yeni baba olmuştu. Doğrusu benim ameliyat masasına yatmamdı. Öyle de oldu. Seve seve gönüllü oldum, görevimi yaptım” diye konuştu.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.