vip bayan

Bursa Evden Eve Nakliyat Osmangazi Evden Eve Nakliyat Nilufer Evden Eve Nakliyat Yıldırım Evden Eve Nakliyat Büyükorhan Evden Eve Nakliyat Gemlik Evden Eve Nakliyat Gürsu Evden Eve Nakliyat Haramcık Evden Eve Nakliyat İnegöl Evden Eve Nakliyat Bursa Evden Eve Nakliyat Karacabey Evden Eve Nakliyat Keles Evden Eve Nakliyat Mudanya Evden Eve Nakliyat Kestel Evden Eve Nakliyat Mustafakemalpaşa Evden Eve Nakliyat

Erzurum escort bayan

avcılar escort
avcılar escort
Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Dokuz Eylül depremlerin izini sürecek! DEÜ keşfedilmemiş yeni fayların peşinde...

06.09.2023 - 10:56, Güncelleme: 06.09.2023 - 10:56 1143+ kez okundu.
 

Dokuz Eylül depremlerin izini sürecek! DEÜ keşfedilmemiş yeni fayların peşinde...

Deprem araştırmalarında Türkiye’nin önde gelen bilim kurumlarından birisi olan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), yeni araştırması ile İzmir’in ve bölgenin deprem tarihçesine ışık tutarak, henüz keşfedilememiş yeni fayların tespitini yapmayı, bilime ve güvenli yapıların inşasına referans olabilecek çıktılar elde etmeyi planlıyor.İZMİR (İGFA) - Akademik çalışmalarının yanı sıra kamu yararını gözeten faaliyetleri ve araştırmaları ile bilim dünyasına yön verenDokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), deprem araştırmalarına yönelik dikkat çeken bir çalışmaya daha imza atmaya hazırlanıyor. İzmir’de Antik çağlardan günümüze kadar yaşanan depremleri daha iyi anlayabilmek ve depremlere karşı tedbirler oluşturabilmekamacıyla Selçuk Ayasuluk Tepesi, Efesfayı ve bölgedeki farklı noktalarda inceleme ve araştırma çalışmalarına başlayan DEÜ’lü uzmanlar, çalışmanın sonunda antik dönemlerden itibaren bölgede meydana gelen depremlerin arkeojeolojik olarak tanımlanması, bölgenin sismik tarihi, yeni fayların tespitive bölgede bulunan tarihi yapılarıngeçmiş depremlerden nasıl etkilendiği hakkında veriler toplayacak. DEÜ böylelikle, bilime ve güvenli yapıların inşasına da referans olabilecek önemli çıktılar elde edecek. “YIKIMLAR ÖNEMLİ VERİLER SUNACAK” Bu kapsamda somut veriler ortaya koyabilmek için araştırmalarına başlayan DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir ile DEÜ Arkeoloji ve Arkeometri Araştırma Merkezi (DEUARKEUM) Müdürü Doç. Dr. Barış Gür, ilk olarak T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı yürütücülüğünde gerçekleştirilen “Selçuk Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı Kazısı” ile tarihi metinlerde sözü edilen büyük depremlerin izlerini ortaya çıkarabilmek için kolları sıvadılar. Proje hakkında konuşan DEÜ DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, çalışmanın sonunda elde edilecek çıktıların İzmir’in deprem tarihçesini ortaya çıkaracağı gibi, hangi fayların büyük yıkımlara sebep olduğunu da ortaya çıkarmak istediklerini kaydetti. Sözbilir, “Bu kapsamda; İzmir çevresindeki Antik çağlardan günümüze uzanan depremlerin Antik kentler ile ilişkisini de ortaya koymak, büyük yıkımlara hangi fayların sebep olduğunu saptamak istiyoruz. Bu yıkımlar bize birçok çıktı sunacak” dedi. Projeye yönelik çalışmalara Selçuk ilçesinde Ayasuluk Tepesi ve Efes fayında başladıklarını, Kuşadası fayı, Yavansu fayı ve bölgedeki diğer önemli fay ve antik kentlerin de incelenerek bölgenin deprem potansiyelinin araştırılacağını belirten Sözbilir, “Bu çalışmayı Selçuk’ta başlatmak istedik. Bölgedeki Efes fayı üzerinde çalışmalar yaptık. Fayın geçmiş dönemlerde ürettiği depremleri ortaya çıkarıp, bu depremlerden hangisinin Efes’i yıktığını bulmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda, Türkiye ölçeğinde baktığımız zaman, özellikle Kahramanmaraş depremlerinden sonra bölgedeki antik yerleşimlerle jeolojik yapı arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu biliyoruz. Biz de İzmir ve çevresindeki antik kentlerimizdeki eski depremlerin izlerini araştırarak, bunların faylar üzerindeki kayıtlarını bulmaya çalışıyoruz. Bu çalışmamız hem jeoloji hem jeofizik hem de arkeolojiyi kapsayan, multidisipliner bir çalışma olacak. Projeye desteklerinden dolayı DEÜ Rektörlüğümüze de teşekkür ediyoruz” bilgisini paylaştı. “YER KABUĞU OLUŞUMUNU SÜRDÜRÜYOR” Türkiye’nin genç oluşumlu bir yapıya sahip olduğunu belirten DEÜ DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bölgedeki alüvyonal ovaların hala gelişim göstermeye devam ettiğini ifade etti. Sözbilir, “Genç oluşumlu arazi yapısında alüvyonal zeminler henüz oluşumunu tamamlamamıştır. Oluşumunu sürdüren yer kabuğunda tektonik hareketlilik de daha fazladır. Ülkemizin mevcut yapısı göz önünde bulundurulduğunda, kentimizin tarih boyunca çeşitli şiddetlerde pek çok deprem atlattığını söylemek mümkün.  Selçuk Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı Kazısı ise bizlere bu depremlerin tarihi, yıkıcılığı ve tekrarlanma periyotları hakkında önemli bilgiler verebilir. Bu yüzden araştırmalarımıza buradan başladık” diye konuştu. ANTİK ÇAĞ DEPREMLERİ TANIMLANIYOR Antik Çağlar boyunca Batı Anadolu topraklarının birçok önemli depremden etkilenmiş olduğunun yazılı kaynaklar yoluyla öğrenildiğini kaydeden DEÜ Arkeoloji ve Arkeometri Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Barış Gür ise,“Antik Çağlar boyunca Batı Anadolu topraklarının birçok önemli depremden etkilenmiş olduğu yazılı kaynaklar yoluyla öğrenilmektedir. Antik Çağ yazarları ve çeşitli yazıtlar Antik Çağ’da Batı Anadolu’daki depremlerden doğrudan ve dolaylı bilgiler verdikleri gibi Ayasuluk ve çevresi ile ilgili tahribatların da geçtiği görülmektedir” bilgisini paylaştı. Açıklamalarını sürdüren Gür, şunları kaydetti: “Örneğin Roma İmparatoru Tiberius döneminde MS 17 yılında Batı Anadolu büyük bir depremin tahribatıyla karşı karşıya kalmıştır. MS 178’de İzmir’de Agora’nın yıkılmış olduğu bilinirken, Batı Anadolu’da Ephesos’u da etkileyen bir başka büyük deprem MS 262’de gerçekleşirken Artemis Tapınağı zarar görmüş ve bazı yapılar sonrasında yeniden inşa edilmiştir. MS 6’ncıyüzyılda gerçekleşen depremler Ayasuluk Tepesi’ndeki St. Jean Bazilikasını tahrip ederken sonrasında yerine büyük bir kilise inşa edilmiştir. 1360 civarında ise St. Jean Kilisesi bir başka depremle yıkılmıştır.Bu bakımdan İzmir ve çevresinde Antik Çağlarda tarihsel olarak yazılı kaynaklar ile bilinen depremlerin, antik kentler üzerinden incelenmesi, arkeojeolojik olarak tanımlanması büyük önem taşıdığı gibi; filolojik belgelerde aktarılan bilgileri değerlendirme imkanı sağlayacaktır. Aynı zamanda antik kentler üzerinden uygulanacak bu çalışmanın İzmir ve çevresinin deprem tarihçesinin daha iyi kavranabilmesi ve anlaşılabilmesi için önemli veriler sunacağı düşünülmektedir.”

Deprem araştırmalarında Türkiye’nin önde gelen bilim kurumlarından birisi olan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), yeni araştırması ile İzmir’in ve bölgenin deprem tarihçesine ışık tutarak, henüz keşfedilememiş yeni fayların tespitini yapmayı, bilime ve güvenli yapıların inşasına referans olabilecek çıktılar elde etmeyi planlıyor.

İZMİR (İGFA) - Akademik çalışmalarının yanı sıra kamu yararını gözeten faaliyetleri ve araştırmaları ile bilim dünyasına yön verenDokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), deprem araştırmalarına yönelik dikkat çeken bir çalışmaya daha imza atmaya hazırlanıyor.

İzmir’de Antik çağlardan günümüze kadar yaşanan depremleri daha iyi anlayabilmek ve depremlere karşı tedbirler oluşturabilmekamacıyla Selçuk Ayasuluk Tepesi, Efesfayı ve bölgedeki farklı noktalarda inceleme ve araştırma çalışmalarına başlayan DEÜ’lü uzmanlar, çalışmanın sonunda antik dönemlerden itibaren bölgede meydana gelen depremlerin arkeojeolojik olarak tanımlanması, bölgenin sismik tarihi, yeni fayların tespitive bölgede bulunan tarihi yapılarıngeçmiş depremlerden nasıl etkilendiği hakkında veriler toplayacak. DEÜ böylelikle, bilime ve güvenli yapıların inşasına da referans olabilecek önemli çıktılar elde edecek.

“YIKIMLAR ÖNEMLİ VERİLER SUNACAK”

Bu kapsamda somut veriler ortaya koyabilmek için araştırmalarına başlayan DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir ile DEÜ Arkeoloji ve Arkeometri Araştırma Merkezi (DEUARKEUM) Müdürü Doç. Dr. Barış Gür, ilk olarak T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı yürütücülüğünde gerçekleştirilen “Selçuk Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı Kazısı” ile tarihi metinlerde sözü edilen büyük depremlerin izlerini ortaya çıkarabilmek için kolları sıvadılar. Proje hakkında konuşan DEÜ DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, çalışmanın sonunda elde edilecek çıktıların İzmir’in deprem tarihçesini ortaya çıkaracağı gibi, hangi fayların büyük yıkımlara sebep olduğunu da ortaya çıkarmak istediklerini kaydetti. Sözbilir, “Bu kapsamda; İzmir çevresindeki Antik çağlardan günümüze uzanan depremlerin Antik kentler ile ilişkisini de ortaya koymak, büyük yıkımlara hangi fayların sebep olduğunu saptamak istiyoruz. Bu yıkımlar bize birçok çıktı sunacak” dedi.

Projeye yönelik çalışmalara Selçuk ilçesinde Ayasuluk Tepesi ve Efes fayında başladıklarını, Kuşadası fayı, Yavansu fayı ve bölgedeki diğer önemli fay ve antik kentlerin de incelenerek bölgenin deprem potansiyelinin araştırılacağını belirten Sözbilir, “Bu çalışmayı Selçuk’ta başlatmak istedik. Bölgedeki Efes fayı üzerinde çalışmalar yaptık. Fayın geçmiş dönemlerde ürettiği depremleri ortaya çıkarıp, bu depremlerden hangisinin Efes’i yıktığını bulmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda, Türkiye ölçeğinde baktığımız zaman, özellikle Kahramanmaraş depremlerinden sonra bölgedeki antik yerleşimlerle jeolojik yapı arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu biliyoruz. Biz de İzmir ve çevresindeki antik kentlerimizdeki eski depremlerin izlerini araştırarak, bunların faylar üzerindeki kayıtlarını bulmaya çalışıyoruz. Bu çalışmamız hem jeoloji hem jeofizik hem de arkeolojiyi kapsayan, multidisipliner bir çalışma olacak. Projeye desteklerinden dolayı DEÜ Rektörlüğümüze de teşekkür ediyoruz” bilgisini paylaştı.

“YER KABUĞU OLUŞUMUNU SÜRDÜRÜYOR”

Türkiye’nin genç oluşumlu bir yapıya sahip olduğunu belirten DEÜ DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bölgedeki alüvyonal ovaların hala gelişim göstermeye devam ettiğini ifade etti. Sözbilir, “Genç oluşumlu arazi yapısında alüvyonal zeminler henüz oluşumunu tamamlamamıştır. Oluşumunu sürdüren yer kabuğunda tektonik hareketlilik de daha fazladır. Ülkemizin mevcut yapısı göz önünde bulundurulduğunda, kentimizin tarih boyunca çeşitli şiddetlerde pek çok deprem atlattığını söylemek mümkün.  Selçuk Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı Kazısı ise bizlere bu depremlerin tarihi, yıkıcılığı ve tekrarlanma periyotları hakkında önemli bilgiler verebilir. Bu yüzden araştırmalarımıza buradan başladık” diye konuştu.

ANTİK ÇAĞ DEPREMLERİ TANIMLANIYOR
Antik Çağlar boyunca Batı Anadolu topraklarının birçok önemli depremden etkilenmiş olduğunun yazılı kaynaklar yoluyla öğrenildiğini kaydeden DEÜ Arkeoloji ve Arkeometri Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Barış Gür ise,“Antik Çağlar boyunca Batı Anadolu topraklarının birçok önemli depremden etkilenmiş olduğu yazılı kaynaklar yoluyla öğrenilmektedir. Antik Çağ yazarları ve çeşitli yazıtlar Antik Çağ’da Batı Anadolu’daki depremlerden doğrudan ve dolaylı bilgiler verdikleri gibi Ayasuluk ve çevresi ile ilgili tahribatların da geçtiği görülmektedir” bilgisini paylaştı.
Açıklamalarını sürdüren Gür, şunları kaydetti:
“Örneğin Roma İmparatoru Tiberius döneminde MS 17 yılında Batı Anadolu büyük bir depremin tahribatıyla karşı karşıya kalmıştır. MS 178’de İzmir’de Agora’nın yıkılmış olduğu bilinirken, Batı Anadolu’da Ephesos’u da etkileyen bir başka büyük deprem MS 262’de gerçekleşirken Artemis Tapınağı zarar görmüş ve bazı yapılar sonrasında yeniden inşa edilmiştir. MS 6’ncıyüzyılda gerçekleşen depremler Ayasuluk Tepesi’ndeki St. Jean Bazilikasını tahrip ederken sonrasında yerine büyük bir kilise inşa edilmiştir. 1360 civarında ise St. Jean Kilisesi bir başka depremle yıkılmıştır.Bu bakımdan İzmir ve çevresinde Antik Çağlarda tarihsel olarak yazılı kaynaklar ile bilinen depremlerin, antik kentler üzerinden incelenmesi, arkeojeolojik olarak tanımlanması büyük önem taşıdığı gibi; filolojik belgelerde aktarılan bilgileri değerlendirme imkanı sağlayacaktır. Aynı zamanda antik kentler üzerinden uygulanacak bu çalışmanın İzmir ve çevresinin deprem tarihçesinin daha iyi kavranabilmesi ve anlaşılabilmesi için önemli veriler sunacağı düşünülmektedir.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisagedizhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
mecidiyekoyilan.com sisliclub.com bakirkoynet.com halkalibeste.com avcilartasarim.com sirintepeevleri.com bahcesehirkonut.com taksimpark.com besiktastayim.net kartalpartnerler.com mykadikoy.com umraniyeilan.com anadoluchat.com maltepeozel.com ankabeylikduzu.com opendik.com avrupasabah.com kocaeligrafiktasarim.com niceantalya.com atakoykbb.com eskisehireleman.com muglafethiye.com sakaryagunlukkiralik.com muglalilaremlak.com malatyayolyardim.com denizliavize.com konyakonutborsasi.com kayseriliforumu.com ankaraenglishtime.com bursawikipedia.com neizm.com
petshop